V I V I S E C T I O N | 1 9 9 2
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Marlboro'nun Taşnakları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Reha Demirel
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Reha Demirel


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 19/03/13

Marlboro'nun Taşnakları Empty
MesajKonu: Marlboro'nun Taşnakları   Marlboro'nun Taşnakları EmptyC.tesi Nis. 27, 2013 7:50 am


Marlboro'nun Taşnakları Zupg6t Marlboro'nun Taşnakları 4oo3t
Marlboro'nun Taşnakları
Bunu mu demek istediniz? RTÜK ve Amcık Sansürleri

"Evet, şimdi Nathan sigara içecek."
"AHIAHIHAIHIAHIA AHIAHIA Ula Nathan ne adamsın la valla ahıahıa..."

Her şey masum iki öğrencinin masum bir amaçla okul arkasına kaymalarıyla başladı. Ancak hesaba katmadıkları bir ayrıntı vardı: İsmail Hoca Koç Monroe. Reha Demirel (Reha Demirel), dünyada birkaç tane kalmış Spor bölümü okuyan teknisyenlerden biridir. Hayatı tekdüze ve sistemin istediği rayda ilerlerken bir gün yakın dostu Nathan Wilde (Nathan Wilde) görevini her zamanki gibi tamamlayamaz. Görevin tamamlanmayışı, Koç Monroe'nun tavırları Wilde ve Demirel'in hayatlarını sorgulamalarına yol açar. Koç Monroe'nun görev sonu verdiği Fiziksel Eğitim Dersi boşluğunda sürüden çıkmaya karar verince Reha ve Nathan'ın sürdüğü yaşam bir anda alt üst olacaktır.
aşk, ihtiras, entrika, savaş
Bir Reha Eğitim Enstitüsü gerilimi; Marlboro'nun Taşnakları


Starring; Reha Demirel & Nathan Wilde
Produced by Sir II. Agda Gerald'ın Porno Yıldızı Tadındaki Aşırı Seks Müdürü
Marlboro'nun Taşnakları 5cg6lh
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Reha Demirel
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Reha Demirel


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 19/03/13

Marlboro'nun Taşnakları Empty
MesajKonu: Geri: Marlboro'nun Taşnakları   Marlboro'nun Taşnakları EmptyPaz Nis. 28, 2013 6:17 am

    Bir eli artık eskimiş ve üstündeki baskı yıpranmış penye tişörtünü çekiştirip daha da sefil bir hale sokarken, diğer eli ensesinde sırası gelince öğretmenin dediklerini yapan sınıf arkadaşlarını izliyordu. Kıvırcık, bir kahpe hevesle ve çevredekilerin lafına uyup yanlarını kestirmesi yüzünden şu anda manisada dandik bir bölümde okuyup karı kız kaldıran abisinin kendisine ibne, pipisiz hipster laflarıyla dalga geçmesine sebebiyet vermiş saçlarıyla oynarken arada birileri hata yapınca tüm saf duygularıyla sanki o hareketi kendisi yapıyormuş gibi arada parmak ucuna falan çıkıyor, sahibinin frizbiyi atmasını bekleyen köpekler gibi bir adım ileri veya geri gidip ufacık bir sıçrayış yapıyordu gözlerini hareketi yapanlardan ayırmadan. Saçlarını kestirirken çok heveslenmişti oysa ki. Sahiden de şu diğer yakışıklı gençlerden biri gibi olacağını ummuştu- hoş sosyal ağlardan gelen iltifatlarla öyle olduğunu da sanabilirdi ama? İbne pipisiz hipster? Ayıp?
    Bir kız düz yolda yürürken düşeyazınca ayağının kenarıyla eşofmanına basmış, bir parça aşağı düşmüştü eşofmanı. Görünce elinin yumruk yapıp ağzına götürdüğü gibi kahkaha atmaya başladı Reha, diğer grupta olan Nathan'a ağzını yaya yaya seslenerek. "Aahahamına koyim- of kdjsanhahaha." Normalde dalga geçen biri değildi, malum her haliyle dalgaya alınabilecek bir anadolu çocuğu olduğunuzda çok nazik, çok sevgi dolu biri olabiliyordunuz. Ancak çevredeki herkes gülünce elbette ki iq'unuz lise standartlarına düşer, en anlamsız şeye bile hunharca gülmeye başlardınız. Biyoloji 11. sınıf Doğal Şartların Etkileri ve Evrim sf. 134.

    Sınıf egzersiz hareketlerini yapmak için ikiye ayrılmıştı ve iki grup da yarış içerisindeymiş gibi sıra kendilerine gelinceye kadar yan sırayı göz ucuyla gözlüyor, biri bir şeyi yanlış yapınca içten içe sevinip kendi önündekilere hızlı bitirmesi için tezahüratlar yapıyorlardı. Reha da bu havaya girmeden nasibini almıştı tabii. Ne var ki sıra Nathan'a gelince o düz sıradan bir adım yana kayıp dikkatle Nathan'ın yapacaklarını izlemeye koyulmuştu. Bir elini ağzının yanına koyup seslendi arkadaşına "Aga ipi tutmadan önce elinin terini sil." diye. Elini ağzının yanına koymaktaki asıl amaç Koç Monroe'nun kendisini duymamasıydı. Gel gör ki sesinin dört adam ötesinde dururken koç, koçun duymayıp da engellere ilerleyen Nathan'ın duymasını beklemek çok my little pony gerçekliği tadında bir hayal olurdu. Evet, Reha son fizik sınavından ismini yazdı diye 10 almıştı.
    "Ahaha aga yapma ya. Nathan. Nathan! Koç bakmıyo yanından yürü!" diye iyice havaya girip bir adım ileri atmış öndeki kişiyle aynı hizaya gelmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nathan Wilde
Lise III. Sınıf Seviyesi & Sanat Bölümü
Lise III. Sınıf Seviyesi & Sanat Bölümü
Nathan Wilde


Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 20/03/13
Milliyet : britiş biç

Marlboro'nun Taşnakları Empty
MesajKonu: Geri: Marlboro'nun Taşnakları   Marlboro'nun Taşnakları EmptyÇarş. Mayıs 01, 2013 9:54 am

    En büyük düşmanı bir kara şovalye değildi. Okulun yakışıklı, sportif takım kaptanı hiç değildi mesela. Şu an tek derdi o halata tırmanmak ve Monroe'dan bir kez daha azar işitmeden bu dersten geçmekti. Basketbolda iyiydi, az buçuk futbol da oynayabiliyordu ama niye halata tırmanmak zorundaydı, neden saçma sapan akrobatik hareketlerden geçmek zorundaydı? Excuse me, boşuna mı yetenek sınavında kasıp sanat bölümüne girmişti? Tüm bedensel aktivitilerde başarılı olma ihtimali olsa orada ne işi vardı değil mi ama?
    Eşofman takımını kaybettiği için hobi olarak toplama bilgisayar yapan bir ergen elinden çıkmış gibi görünüyordu. Ergendi zaten orası tamamdı ama milka ineği gibi görünmenin espirisi erkekler soyunma odasındayken baya zekice gelmişti. Halk içine çıkınca her gülen insana aslında bunun şu ve bu açıdan komik olabileceğini anlatmaya çalışmıştı; yemedi tabii... Morali baştan sıfıra düşünce başarılı olmak daha da zorlaşıyordu. Ders başlayalı bilmem kaç dakika olmuştu ama Monroe'dan bir dayak yemediği kalmıştı.
    Andrew'nun efoşmanı bir beden büyüktü, dolayısıyla Nathan'in beden ölçüleri bir numara küçüktü. Her köşe başında eşofmanını çekip duran o insan evladı Nathandı. Donu düşük berduşlar gibi dolanmayı kes ve engelleri aşmaya başla pirinsis diye yankılanan Monroe'nun sesine içinden bin çeşit küfür sayarak uydu; yarışmalardan nefret ediyordu. Keyfi o kadar saçma bir ayardaydı ki Reha'nın hayvani gülüşünü duyunca tıslarcasına gülüp eşofmanı düşen kıza baktı, baktı, baktı. Hormonal bir çılgınlık yaşıyordu ama şu an bunun hiç yeri değildi mesela ve kız tam zamanında toparlanmıştı- for fuck's sake. Vahşi bir ergen edasıyla burnunu çekip yediği hayali dopingle engellere baktı. Şu an dünyayı yenebilecek kadar enerjik ve zeki hissediyordu. Gençti, güçlüydü, abazaydı ve bakir bir erkeğin çılgın doğasına sahipti. FUK U MONROE!
    Özgürlüğe koşan yavru bir ördek gibi koştu. Engellerin bir kısmını aşma da başarılıydı arada futbol oynuyor demiştik değil mi? Tabii Monroe gibi kıl bir adam ve ömrü spor eğitimi almış çocuklarla yarışacak düzeyde yetenekli değildi. Dubaların devrildiği saniyelerde çıkan sesler ölüm marşı gibi sinir bozucuydu. Telaşına Reha'nın sesi de eklenince boka battığının bilinciyle kıpkırmızı kesildi. Utanmış ve kendi kendine kızmıştı. Gülüşme sesleri sonucunda heyecandan kulaklarının uğuldadığını hissediyordu, dönüp hemen Reha'ya baktı bir şeyler diyordu ama ne?
    Baştakini anlamamıştı ama Monroe'nun bakmadığı kısmı yakalayınca şartlanmış bir köpek yavrusu gibi engellerin kenarından yürüyüp hemen halata asıldı. Pek profesyonel göründüğü söylenemezdi daha çok bir kaç köpekten kaçıp son anda yüksek bir yere çıkma şansı olan biri gibiydi. Çırpı gibi bacaklarını savuşturup durdu ama imkanı yoktu halata yapışmanın. Yüksekten nefret ediyordu, gerçekten ve çırpınmanın sonucunda yükseklik korkusu Monroe korkusuna galip gelip korkuyla cırladı.
    Gözleri ateş saçarak kendisine dönen Monroe ile bir kaç saniye bakışınca inanılmaz bir şekilde daha da yukarı tırmandı. "Çabuk in aşağı Wilde, engellerin hali ne??! Bırakacağım seni bu dersten, yemin ediyorum salaksın." Halatın düğüm yerinden destek alırcasına asılan Nathan inmezse kalmayacağını, ve hatta Monroe'ya kabadayılık tasladığını düşünüyordu. Öyle değildi tabii ki çünkü Monroe'yu bir an görmezse hemen ciyaklıyordu. Ciddiyet ve salaklığın bir bünyede bu denli buluşması...
    Not defterini çıkardığı an Kara Murat'ın surların tepesinden atladığı sahneyi görmüş gibi ellerini bıraktı. Bir kaç kişi zaten kendisini Monroe'nun emriyle indirmeye çalışıyordu -Eşofmanından çeken Eddie'yi ders çıkışı tenhada kıstırıcaktı valla gerizekalı herif bir de eşofmanını tutmaya çabalamıştı o halde.

    "Hocam, hocam nolur bırakmayın dersten, yapamıyorum işte. Hocam allaşkına." Adamın kıllı koluna asılıp biraz çekiştirdi. Kalemi elinden kayınca küçük not defteri boka dönen Monroe küplere bindi ve bir dolu öğretmen azarına başladı. Tehlike anında yuvasından başını kaldırıp etrafı kolaçan eden asalak hayvanlar gibi etrafına bakınıp kaldı. Ya Nathan'ın salaklığına ya da yeteneksizliğe acımıştı Monroe bilemiyordu ama bana sorarsanız bir sene daha onunla uğraşmak istemediği için başından savuşturmak için Reha'nın önüne attı. "Dubaları devirdiğin için beş tur atacaksın sonra da Reha seni çalıştıracak. Haftasonu geçemezsen gözünün yaşına bakmam Wilde. Asalaklık yapma." Nefes nefese kalmış bir şekilde Reha'nın dibine sinmişti ve gururlu bir köpek gibi mutlu oldu. "Yüzünüzü karar çıkarmayacağım hocam!" Kalmadığı için değil dersten erken tüyme şansları olduğu için mutluydu. Turlama bahanesiyle hınzırlık yapabilirdi. Kaş göz ve yavşak bir sırıtmayla Reha'ya baktı ve eşofmanını bir kez daha çekti. "Pst hadi lan tüyelim bir an önce Monroe hayatta gelmez oraya zaten. Sana güveniyo ehehe."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Reha Demirel
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Lise III. Sınıf Seviyesi & Spor Bölümü
Reha Demirel


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 19/03/13

Marlboro'nun Taşnakları Empty
MesajKonu: Geri: Marlboro'nun Taşnakları   Marlboro'nun Taşnakları EmptyÇarş. Haz. 12, 2013 8:07 am


    Nathan'ın yine çuvallamasıyla dudağını ısırdı göğsünde evlat acısı peydahlanmış gibi. Monroe'nun yakıp yıkması, gürlemesi onu da sindiriyordu. Ne var ki bölümü, sporla alakalı her şeye derin aşkı ve yeteneğinin kaymağı sağolsun kendisiyle arası pek kötü sayılmazdı. Bu nedenle adamın böyle gürlemesine sesini çıkartmıyor, hatta uslu uslu asker selamı bile verebiliyordu top kendisine atılınca. Başını aşağı yukarı salladı, tek laf etmeden dersten kaytarmalarının verdiği hevesle -hangi ders olursa olsun, o dersi ne kadar severse sevsin boş ders boş ders demektir- sırıtarak hızlı adımlarla Nathan'ın yanında uzaklaşmaya başladı. Spor salonundan çıktıkları zaman tutulduğu yerden serbest bırakılmış bir atın dört nala koşuşu kadar özgür hissetmiş, dersten asıl kurtulan Nathan değilmiş gibi suratında amele bir sırıtış oluşuvermişti. Dersle ilgili olmadığı sürece her yere gidebilirdi. Ama o an aklında tek bir plan vardı ve biliyordu ki bu plan Nathan'ın aklından geçenkiyle aynıydı. Spor salonundan biri onu takip ediyormuş gibi bir süre yavaş tempoda koştu sayısal dersliklerin yapıldığı binaya doğru. Bahçenin ortalarına kadar gelince belki de bu koşuşunun ne kadar gereksiz olduğunu farketmiş olsa gerek, yavaşladı ve normal yürümeye döndü adımları.

    Nathan'ın emanet eşofmanının yer çekimiyle cebelleşişine yan gözle baktı bir. "Olum* ipi yok mu onun bağlasana? En olmadı kıvır belini kızlar gibi dsjsn" Benzetmesi gününü gün etmiş olsa gerek ki birkaç adım hızlı atıp Nathan'ın önüne geçti. Sesini vikvik kıvamında inceltip dudağını bükerek yavşak bir hale soktu -teknik olarak bu konuşma stili Nathan'ın normal konuşma stiline yakından uzaktan benzemiyordu gel gör ki Reha'nın espri seviyesi henüz vikvikleyince komik olduğunu düşünmekten öteye geçmiş sayılmazdı. "Kanka arkamda bir şey var mı? Rehacm Etek kıvrımlarım düz mü?" Yeniden Nathan'la aynı hizaya gelinceye kadar gülmüş, daha fenası gülmesi yarıda eşek anırmalarına dönüşmüştü. Sonunda eski haline dönünce, binanın duvarına da varmışlardı tabii. Binanın arka tarafına geçmelerine çok az kalmıştı ki Reha çoktan eğilip çorabına sakladığı paketi çıkartmaya başlamıştı. Marlboro.
    Liselilerin emektar ve ilk göz ağrısı sigarası.
    En asil duyguların sigarası Marlboro.
    Aslında parası Marlboro almaya yetmezdi hiç. En ucuzundan bir tane kapar, günü atlatmaya kasardı en azından. Ya da zengin piçliğinin kitabını yazmış çok kıymetli kardeşi Alois'e bir göz kırpar, kardeşi ki baba parası yeme üzerine tezler çıkartmış biri olarak anında bir sigara çekerdi onu. Ama işte, onun çektiği sigaralar da çoğu zaman Marlboro olmuyordu ve göt Alois o önüne çektiği sigaraların karşılığını da bir şekilde alıyordu. Fakat o gün ne Alois günü kurtarmıştı, ne de harçlığı yüzünden dandik tütün içeceklerdi. Çorabındaki mal bildiğin Marlboroydu ve halasının gül kokulu taşakları tarafından kendisine yollanmıştı. Halasının haftasonu kendisine ziyaret için gelmesi Hildenstern çapında sadece kendisini içeren bir kutlamalara yol açmıştı, halasına gittiği her an et yemelerle geleneksel hale getirilmiş bu şen kutlamalar nedeniyle Reha'nın o gün yanakları al aldı mesela. Çoraptan çıkardığı paketi açtı sanki mekanın babası kendisiymiş gibi uzattı Nathan'a. "Üzülme aga belki seneye seçmeliye vermezler beden etkinliklerini."

    *oğlum diye değil bayağı o ile l arasında bir salise bile beklenmeden okunuyor o. Olum. Bildiğin olum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Marlboro'nun Taşnakları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
V I V I S E C T I O N | 1 9 9 2 :: Avrupa :: Hildenstern :: Brigitte :: Sir II. Agda Gerald Üstün Yetenekliler Deha Eğitim Enstitüsü-
Buraya geçin: